15 Ağustos 2014 Cuma

COMMON WORDS A-E

accelerate: hızlanmak, hızlandırmak
acces: girmek, giriş
accompany: eşlik etmek
accomplish: başarmak, üstesinden gelmek
accurately: tam olarak, kesin olarak
achievement: başarı
acquainted: tanıdık, bildik
actually: gerçekten, aslında
addition: ekleme
adequate: yeterli
adherence: bağlılık, sadakat
admittedly: kuşkusuz
adopt: evlat edinmek, benimsemek
affection: şefkat, düşkünlük
amuse: eğlendirmek
ancestor: cet, ata
anxious: endişeli, kaygılı
apparently: görünüşe bakılırsa, anlaşılan
appeal: rica etmek, istemek/ cazip gelmek, hoşuna gitmek
appoint: atamak, tayin etmek/ kararlaştırmak
appreciate: takdir etmek
arouse: uyandırmak, harekete geçirmek
artificial: yapay, suni
aspect: yön, taraf
assassinate: suikast yapmak, öldürmek
assert: iddia etmek
astonished: hayrete düşmüş
astound: hayretler içinde kalmak
attribute:-e yormak, -e vermek, -e mal etmek

barely: zar zor, ancak
barren: kurak
bias: önyargı
blow: esmek
bury: gömmek

charge: yüklemek, vazifelendirmek
charming: çekici
chase: izlemek, kovalamak
climax: doruk, zirve
collaborate: yardımlaşmak, ortalaşa çalışmak
colleague: meslektaş
colloquial: günlük konuşma dilinde
combine: birleştirmek
comet: kuyruklu yıldız
commercial: ticari, reklam
commission: görevlendirmek, iş
commit: işlemek, yapmak
commodity: ürün, gelir kaynağı, mal
communicate: iletişim kurmak
compound: bileşim
compulsory: zorunlu, mecburi
concept: kavram
confer: danışmak, görüşmek
confine: sınırlamak
confront: karşısına çıkmak, karşı karşıya gelmek
conquer: fethetmek
consciousness: bilinç, şuur
consecutive: ardışık, birbiri ardına gelen
considerable: oldukça, büyük, fazla
considerate: düşünceli, saygılı
consistent: tutarlı
conspiracy: komplo
constant: sabit, durağan
contemporary: çağdaş, modern
content: -ile yetinen, hpşnut/ içerik
controversial: tartışmalı
convenient: uygun
convey: taşımak
convince: ikna etmek
corruption: rüşvet yeme, yolsuzluk
counsel: öğüt vermek, tavsiye etmek
courage: cesaret
crucial: önemli, can alıcı
cruise: deniz gezisi
curiosity: merak
current: akım, cereyan/ güncel, şimdiki, geçerli
curriculum: müfredat

dawn: şafak sökmesi, gün ağarması
debate: tartışmak, görüşmek, tartışma
decisive: kararlı
delicate: incecik, zarif
delighted: memnun, hoşnut
demanding: çok dikkat isteyen, iddialı
demonstrate: göstermek, sergilemek
deny: inkar etmek
depict: tanımlamak, tasvir etmek
derive: türemek, çıkarmak
determine: karar vermek
devote: adamak
discontent: hoşnutsuzluk
display: sergilemek
dispute: tartışmak, tartışma
disregard: önemsememek, aldırmamak
distinct: ayrı, başka, farklı
distinguish: ayırt etmek
diversity: çeşitlilik, fark
documentary: belgesel
dreadful: korkutucu
drift: sürüklemek
dwell: yaşamak, ikamet etmek

eager: istekli, hevesli
emergence: ortaya çıkma
emission: yayma, çıkarma
emphasis: önem, vurgu
encounter: karşılaşmak, karşılaşma
endure: dayanmak, direnmek
enforce: mecbur etmek, zorla çalıştırmak
enrich: zenginleştirmek
enthusiastic: istekli, hevesli
envy: kıskanmak
eruption: patlama
evaluate: değerlendirmek
evolve: gelişmek, evrim geçirmek
excavation: kazı çalışması
excessive: aşırı
exclude: hariç tutmak
exclusively: yalnızca, sadece
exhibit: sergilemek
expedition: gezi
expose: maruz bırakmak, açığa çıkartmak
extensive: geniş, yaygın
extinction: soyu tükenme
extract: çıkartmak, almak


Hiç yorum yok: