KAMU HARCAMALARI
I.KAMU HARCAMALARI
(KAMU GİDERLERİ)
Dar anlamda kamu harcaması kapsamına Devlet ve mahalli
idarelerin yaptığı harcamalar girmektedir. Merkezi yönetim bütçesi kapsamına
(genel bütçeli idareler,özel bütçeli idareler ve düzenleyici denetleyici
kurumların bütçeleri) girmektedir.
Geniş anlamda kamu harcamaları kapsamına Devletin,sosyal
güvenlik kurumunun ve mahalli idarelerin yaptığı harcamalar ile vergi muaflık
ve istisnalıklar girmektedir.
Not: Hakiki Kamu Tüketimi , Transfer harcamaları haricindeki
kamu harcamalarına denir. Yani devlet tarafından yapılan bütün kamu harcamaları
toplamından transfer harcamaları çıkarıldıktan sonra kalan kısma hakiki kamu
tüketimi denir.
II.DEVLET FAALİYETLERİNİN GENİŞLİĞİ (KAMU HARCAMALARININ
GENİŞLİĞİ)
A.Devlet Faaliyetlerine ( Kamu harcamalarına) İlişkin Siyasi
Görüşler;
1.Anarşistlerin Devlet Anlayışı: Ekonominin serbest piyasa
koşulları altında “görünmez el” yoluyla kendi kendine dengeye geleceğini
savunurlar ve Devletin ekonomiye müdahalesini gerekli görmezler.
2.Liberal Devlet Anlayışı: Toplumsal ihtiyaçları “birinci
dereceden ihtiyaçlar” ve “ikinci dereceden ihtiyaçlar” diye ikiye ayırmış ve
birinci dereceden ihtiyaçları Devletin üretmesini; ikinci dereceden ihtiyaçları
ise özel sektörün eksik karşılaması veya hiç karşılamaması koşulunda Devletin
üretmesini öngörmüştür.
Not: Organik Devlet Teorisi; Bireylerin toplumsal
ihtiyaçlarını kendilerinin hissetmesi mümkün değildir. Bu ihtiyaçları, toplumu
oluşturan bireylerden ayrı ve üstün bir kişiliği olan Devlet hissedebilir.
Dolayısı ile de bu hizmetlerin (tam kamusal mal ve hizmetlerin) üretilmesine ,
piyasa yerine Devlet karar verir ve tüm bireyler adına kendisi üretir.
Not: J.Tinbergen’in Piyasa Ekonomisi ve Devlet Anlayışı ;
Her ekonomide, en azından milli savunma,adalet,güvenlik ve benzeri kamusal
hizmetleri üreten kamu kesimi mevcuttur ve bu durum, ekonominin esas yapısının
kapitalist özelliğe sahil olmasına engel değildir. J.Tinbergen’in bu görüşü,
Klasiklerin savunduğu “Sınırlı Devlet” diğer ifadeyle “Jandarma Devlet”
yaklaşımı ile örtüşmektedir.
3.Sosyal Refah Devleti Anlayışı: Keynes’in “devletin
ekonomiye müdahale etmesi gerektiği” tezinin etkisiyle başlayan ve özellikle
20.yy ikinci yarısında gelişen ve aynı zamanda kapitalist ekonomilerin karma
ekonomiye dönüşmesini sağlayan sosyal devlet anlayışına göre Devlet; ekonomik
istikrarı (tam istihdam ve fiyat istikrarı) sağlamak , vatandaşların sosyal
güvenliğini sağlamak, ekonomide kalkınma ve büyümeyi sağlamak, eğitim ve sağlık
gibi sosyal yönü ağır basan hizmetleri sağlamak gibi ekonomik ve sosyal
görevleri üstlenmelidir. Devlet sadece kolektif ihtiyaçları değil , özel
ihtiyaçları da karşılaması gerektiği benimsenmiştir.
Not: Pigou ve Dalton’un Sosyal Refahın Arttırılması
Yaklaşımı; Sosyal refahın artırılması yaklaşımı ile sosyal hizmet üretimi
amacıyla Devletin kamu harcamalarını artırdığı ve bu yöndeki etkileşimin
süreklilik içerisinde gerçekleştiğini ileri sürmektedir. Ayrıca, sosyal refahın
kamu harcamaları yoluyla maksimize edilmesi,vergilemeden sağlanan marjinal
liranın harcanmasının yaratacağı sosyal fayda ile mükellefe olan maliyetinin
eşitlenmesi koşuluna bağlıdır.
4.Komünist Devlet Anlayışı: Kaynakların neredeyse tamamı
Devlete aittir ve tüm ekonomik faaliyetleri Devlet gerçekleştirir. Devlet
müdahalesi,ekonomik faaliyetlerin tamamına yöneliktir.
B.Devlet Faaliyetlerine (Kamu harcamalarına) İlişkin
Ekonomik Görüşler
1.İktisadi Rasyonalite Yaklaşımı ( Bölünebilir Mal-Bölünemez
Mal İlişkisine Göre): P.Samuelson’a göre bölünemeyen, bölünemediği için de
fiyatlandırılamayan (pazarlanamayan) mal ve hizmetleri Devlet; bölünebilen,
dolayısıyla fiyatlandırılabilen (pazarlanabilen) mal ve hizmetleri de Özel
sektör üretmelidir. Samuelson aynı zamanda , kamu harcamalarının hangi
ihtiyaçlara yönelik olması gerektiğini belirlemede özel piyasadakine benzer
şekilde halk oylamasına başvurularak belirlenmesi gerektiğini savunmuştur.
2.Mukayeseli Sosyal Fayda Teorisi: Devletin bir kamu
hizmetini üretmesi vergiler alınmasa idi özel sektörün elde edeceği sosyal
faydadan büyük olması gerekir. Kamusal mal ve hizmetlerden sağlanan faydalar
dikkate alındığında , bu faaliyetlerden sağlanan marjinal sosyal fayda marjinal
özel faydadan büyüktür.
ÖNEMLİ KONU
KAMU HARCAMALARININ ARTIŞI
Klasik görüşler: Kamu harcamalarının içeriği ile değil ,
miktarı ile ilgilenmişlerdir. Kamu harcamalarının ne için yapıldığı önemli
değil, ne kadar yapıldığı önemlidir. Klasik iktisatçılar, kamu harcamalarının
mümkün olduğunca az olmasını ve devletin cimrilik yapması gerektiğini
savunmuşlardır. Harcamaların tarafsız olması, özel ekonomiyi doğrudan
etkilememesi gerektiğini savunmuşlardır.
Modern görüşler: Tüm modern iktisatçılar, kamu
harcamalarının miktarından ziyade içeriği ile ilgilenmişlerdir. Modern maliyeciler
için harcamanın miktarı önemli değildir. Önemli olan, bu harcamaların ne için
ve hangi amaçla yapıldığıdır.
1.KAMU HARCAMALARININ GÖRÜNÜŞTE ARTIŞ NEDENLERİ
-Paranın Satın Alma Gücünün Düşmesi (Enflasyon)
-Bütçe Tekniklerinin Değişmesi ( Safi usulden Gayri safi
usule Geçiş)
-Ayni Ekonomiden Nakdi Ekonomiye Geçiş
-Ülke Ve Nüfustaki Değişmeler
Not: Kamu harcamalarının görünüşte artış nedenleri arasında
kamulaştırma ve devletleştirmeyide sayabiliriz.
Not: Nüfustaki değişmeler kamu harcamalarını görünüşte
arttırır. Örneğin savaş sonucu yeni kazanılan ülkenin bütçesi kazanan ülkenin
bütçesiyle birleşir ve kamu harcamaları büyümüş gibi görünür. Ama hizmetin
kalitesinde ve miktarında bir artış olmadığından , bu görünüşte bir artıştır.
Nüfus artışı ise gerçek artış nedenidir. Burada ki nüfus artışı ile hizmetlerin
miktarı ve kalitesinin arttığı düşünülmektedir.
2.KAMU HARCAMALARININ GERÇEK ARTIŞ NEDENLERİ
-İktisadi Nedenler
-Devlet Anlayışındaki Değişmeler
-Sosyal Nedenler
-Savaş, Doğal Afet vb. Olağanüstü Hallerin Görülmesi
-Teknolojik Gelişmeler
-Nüfus Artışı
I.KAMU HARCAMALARINDAKİ ARTIŞI AÇIKLAMAYA YÖNELİK GÖRÜŞLER
A.ADOLPH WAGNER (KANUN FİKRİ)
Kamu harcamalarındaki artış kanununu ilk kez Wagner formüle
etmiştir. Wagner’e göre kamu harcamalarındaki artışın tek nedeni, devlet
faaliyetlerinin artmasıdır. Devlet faaliyetleri ise, toplumun sosyal
gelişmeleri ile artmaktadır. Wagner’e göre ;
-Sosyal gelişme devletin görevlerini arttırmakta ve bu
görevlerinin daha pahalı olmasına neden olmaktadır.
-Devlet tarafından yapılan hizmetlerin gelir esnekliğinin
1’den büyük olması ve ayrıca ;
-Gelişen,sanayileşen bir devletin sermaye ihtiyacının özel
sektörünkinden fazla olması gibi nedenler, ülkelerin gelişmeleri ile birlikte
kamu kesiminin nispi önemini artıran nedenlerdir.
-Kamu harcamalarının, milli gelirden daha hızlı artacağını
savunmuştur.
B. PEACOCK-WİSEMAN (SIÇRAMA TEZİ)
Kamu harcamaları kamu gelirleriyle birlikte artmaktadır.
İktisadi ve sosyal buhranlar meydana geldiğinde, kamu gelirlerinde ve
dolayısıyla kamu harcamalarında, yükselmeler yönünde sıçramalar meydana
gelmektedir. Ama durum tekrar eski haline yani normale döndüğünde ise kamu
gelirleri ve kamu giderleri tekrar eski haline dönmemekte yeni seyri ile devam
etmektedir. Savaş gibi bir sosyal buhran zamanında, devlet kamu harcamalarını
artırmaktadır, çünkü savaş için gerekli giderleri satın almak zorundadır. Bu
durumda artan kamu harcamalarını da finanse etmek için kamu gelirlerini de
artırmak zorunda kalacaktır. Savaş bitip eski seviyesine dönmeyecek, yeni
seviyesiyle devam edecektir. Kamu harcamalarının savaş veya büyük buhranlar
döneminde sıçramalar göstererek arttığını bunun dışındaki dönemlerde kamu
harcamalarının artmadığını yani sabit kaldığını savunmuşlardır. Harcamaların
artmayıp sabit kaldığı bu dönemlere plato olarak adlandırılır.
Savaş yıllarında devlet kamu harcamalarını arttırırken, bu
harcamaların içinden savaş giderlerini artırıp sivil giderlerini azaltır.
Toplam harcamalar içindeki bu değişiklik, savaş bittiğinde tekrar eski haline
döner. Toplam harcama azalmaz, ama bu harcamaların bileşimindeki askeri
harcamaların payı azalır. Sivil harcamaların payı artar. Bu duruma, yerini alma
etkisi denmektedir.
C.FRENCESCO NİTTİ
Kamu giderlerinin artış nedeni savaşla ilgili harcamalardır.
(Savaş bitti Nitti Gitti J
)
D.HENRY CARTER ADAMS
Kamu harcamalarının arttığını kabul eder, ama artışın
nedenlerinin ülkeden ülkeye farklılık göstereceğini savunur. H.CAdams’a göre
kamu harcamalarının artması sonucunu doğuran iktisadi,sosyal,siyasi ve askeri
faktörler, bir ülkeden ötekine değişmektedir. Devletlerin borç yükleri kamu
harcamalarının önemli bir artış nedenidir.
E.RİCHARD MUSGRAVE
Kamu giderlerinin artış nedenini askeri harcamalara (savunma
harcamalarına) bağlar. Musgrave’e göre eğer savaş ve savunma harcamaları
istisna tutulur ise, kamu harcamalarında önemli bir artış görülmez. Savunma
harcamaları dışındaki kamu harcamalarının milli gelire oranının istikrarlı bir
seyir izlediğidir. (2014 Kpss Maliye
Sorusu)
Kamu harcamalarındaki artışın demografik faktörlere ve
kentleşme ve sanayileşme gibi sosyal ve iktisadi kalkınmışlık düzeyi ile de
bağlantılı faktörlere göre açıklanabileceğini belirtmiştir.
F.NİSKANEN
Kamu harcamalarının artışını,bürokratların daha fazla
gelir,prestij ve güç istemelerine bağlar. Bürokratlar prestijlerini, oylarını ,
maddi durumlarını arttırmak için kamu harcamalarını arttırırlar.
G.COLİN CLARK
Clark kamu harcamalarının artış nedenini açıklamaktan
ziyade, harcamaların milli gelire olan oranının ne olması gerektiğini
incelemiştir. Clark’a göre vergilerle finanse edilen kamu harcamaları, milli
gelirin %25’ini aşmamalıdır.
H.BAUMOL ( DENGESİZ BÜYÜME HİPOTEZİ)
Verimlilik artmadan,üretim faktörlerinin (girdilerin)
fiyatlarının artması halinde kamu harcamalarının artacağını belirten görüştür.
Baumol’a göre, kamu kesiminin büyük ölçüde emek-yoğun üretim yapması, emeğin
veriminin sanayide olduğu kadar hızlı artmamasına ve kamu hizmetlerinin birim
maliyetinin yükselmesine neden olduğundan kamu harcamaları reel olarak artar.
I.BUCHANAN ( KAMUSAL TERCİHLER YAKLAŞIMI )
Kamu harcamalarının artışını siyasal karar alma
mekanizmasına bağlı olarak açıklar. Kamusal Tercihler Yaklaşımına (Anayasal
İktisat ) göre eğer politikacılar ve bürokratlar siyasal karar alma mekanizması
içinde siyasi süreçte arttıracaklar ve bunu siyasi bir araç olarak
kullanacaklardır. Anayasal İktisat Yaklaşımın en önemli temsilcileri Buchanan
ve Tullock’tur.
İ.J.O’CONNOR
Kamu harcamlarının artışına ilişkin olarak, sermaye
birikimini hızlandırmak amacıyla devlet bütçesinin önce küçük tutulduğunu ancak
daha sonra sermaye sahiplerine yönelik karlı kamu siparişlerine yönelik karlı
kamu siparişlerinin artması ve biriktirilmiş özel servetlerin korunması
amacıyla kamu harcamalarının arttığını ileri sürmüştür. J.O’Connor’un bu görüşü
kamu harcamalarının artışının, ekonomideki sermaye birikimini sağlamak için
gerçekleştiği yönünüdedir.
J.PİGOU ve DALTON (SOSYAL REFAHIN ARTIRILMASI YAKLAŞIMI )
Pigou ve Dalton, Sosyal Refahın artırılması yaklaşımı ile
sosyal hizmet üretimi amacıyla devletin kamu harcamalarını artırdığı ve bu
yöndeki etkileşimin süreklilik içerisinde gerçekleştiğini ileri sürmektedir.
II.KAMU HARCAMALARININ SINIFLANDIRILMASI (TASNİFİ)
1.İDARİ SINIFLANDIRMA
İdari sınıflandımalar, devletin yapısı , organları , ifa
ettiği fonksiyonları göz önünde tutulmak kaydı ile yapılan sınıflandırmalardır.
Bu sınıflandırmaya organik sınıflandırma da denir Örnek olarak;
Cumhurbaşkanlığı,Yargıtay,Sayıştay,Tbmm,Milli Eğitim Bakanlığı, Dışişleri
Bakanlığı Vb.
2.FONKSİYONEL SINIFLANDIRMA
İşlevsel sınıflandırmada harcamalarla ulaşılmak istenen
hedeflere göre bir sınıflandırma yapılır. Tahminlerle değil de daha çok kesin
harcamalarla ilgilenilir. İşlevsel sınıflandırmada hizmetler, Genel Hizmetler,
Sosyal Hizmetler ve Ekonomik hizmetler olmak üzere üç sınıflandırmaya ayrılır.
a.Genel Hizmetler
Bir ülkede mutlaka yapılması gereken hizmetlerdir. Örneğin;
Milli savunma,asayiş,yönetim,adalet vb.
b.Sosyal Hizmetler
Sosyal Niteliği ağır basan ve sosyal devletlerde bulunan
hizmetlerdir. Örneğin; eğitim,sağlık,sosyal güvenlik,kültür,din vb.
c.Ekonomik Hizmetler
Genelde karma ekonomik sistemi benimsemiş (ekonomiye
totaliter olmayan düzenleyici müdahalede bulunan) ülkelerde ekonomik yönü ağır
basan hizmetlerdir. Örneğin;inşaat,ulaşım,enerji,doğal kaynaklar vb.
Fonksiyonel Tasnifin Amacı: Bir bütün olarak çeşitli
hizmetlerin maliyetlerini görmek ve maliyetler bakımından karşılaştırma yaparak
hizmetlerin daha verimli olmasını sağlamaktır.
3.EKONOMİK (İKTİSADİ) SINIFLANDIRMA
A.Bilimsel Sınıflandırma (Gerçek(Reel) Giderler- Transfer
Giderler)
Reel giderler transfer harcamaları ayrımını ilk kez Pigou
yapmıştır. Kamu harcamalarının bilimsel olarak sınıflandırılmasında doktorinde
iki görüş vardır. 1. Görüş (H.Dalton): Kamu harcamaları bir mal ve hizmet
karşılığı olup olmamasına göre sınıflandırılı. 2. Görüş (Pigou) : Milli
ekonomide üretim kapasitesini artırıp artırmamasına göre kamu harcamaları
sınıflandırılır.
Gerçek (Reel) Giderler: Devletin bir mal veya hizmeti para
karşılığında almasıdır. Kırtasiye giderleri,personel ücretleri vb.
Transfer Giderleri: Milli gelir üzerinde doğrudan bir
değişiklik yapmadan, sadece satın alma gücünün fertlere veya sosyal gruplara
karşılıksız olarak aktarılmasına transfer harcamaları denir.
aa.Dolaysız Transfer Harcamaları: Bireylerin gelirlerini
doğrudan doğruya artıran transfer harcamalarıdır. Maluliyet aylıkları,
fakirlere yapılan yardımlar, sosyal hizmetler için yapılan yardımlar, yiyecek
yakacak yardımı gibi ayni yardımlar dolaysız transfer harcaması niteliğindedir.
ab.Dolaylı Transfer Harcamaları: Bireylerin gelirlerini
dolaylı olarak arttıran transfer harcamalarıdır.
-Tüketici Yönünden : Tüketicilere yönelik bazı mal ve
hizmetlerin fiyatlarının ucuzlatılması yoluyla yapılan yardımlar
sübvansiyonlar. TÜKETİM SÜBVANSİYONLARI AYNİ TRANSFERLERDEN AYIRAN EN TEMEL
ÖZELLİK KİŞİLERİN ÖZEL DURUMUNU DİKKATE ALMAMASIDIR.
-Üretici Yönünden: Maliyeti azaltmak için gerçekleştirilen
vergi iaede,yatırım indirimi,hazine teşvikleri vb’dir.
Transfer harcamalarının dolaylı-dolaysız ayrımında , dolaylı
transfer harcamaları kişilerin gelirini dolaylı olarak artırırken , dolaysız
transfer harcamaları doğrudan arttırır.
ac.Verimli Transfer Harcamaları: Devletin üretimde yeni bir
değer yaratmak amacıyla yaptığı, iktisadi amaçlı yardımlardır. Yatırım için
teşvik yapılması vb.
ad.Verimsiz Transfer Harcamaları: Sosyal amaçlı yardım yapan
devletin bu transferi verimsizdir. Çünkü üretimde yeni bir değer yaratma çabası
yoktur.
ae.Gelir Transferi: Kişinin geliri arttıran transfer
harcamalarıdır. Öğrenci bursları,emekli memur aylıkları , dul yetim aylıkları
vb.
NOT: Memur aylıkları cari harcama, Emekli memurlarının ise
transfer harcaması olduğu gözden kaçmamalıdır.
af.Servet (Sermaye Teşkili) Transferi: Sermaye birikimine
neden olan harcamalardır. Savaş tazminatları,mesken yapım
yardımları,kamulaştırma,devletleştirme vb.
ag.Sosyal Transfer: Genel olarak karşılıksız yapılan ve
kamulaştırma vb.sermaye teşkili transferlerden farklı olarak transfer
harcamasının tam tanımına uyan ve devletin yaptığı transfer harcaması
karşılığında herhangi bir şey almadığı transferlerdir. Karşılıksız burslar,
fakirlere yapılan yardımlar vb.
Devletin mal ve hizmet alımına yönelik yaptığı harcama
gerçek, herhangi bir mal ve hizmet almaksızın yaptığı harcama transfer
harcamasıdır. Reel harcamalar doğrudan mal ve hizmet talebi yaratırken,
transfer harcamalarının mal ve hizmet talebi yaratması dolaylı bir şekildedir.
B.Cari Giderler-Yatırım Giderleri-Kalkınma Carileri
-Cari Giderler: Yıl içinde bir veya birçok defa kullanmakla
tükenen,kamu tüketimi ile ilgili olan, faydaları devamlılık göstermeyen ama
hemen hemen her yıl tekrarlanan mal ve hizmetler için yapılan harcamalardır.
Personel maaşları,elektrik,kırtasiye,kira,yolluklar vb.
-Yatırım Giderleri: Ekonomide sermaye birikimini sağlamak ve
üretim araçları ve üretim kabiliyetini arttırmak için yapılan harcamalara
denir. Faydaları süreklilik gösterir. Yol ve baraj yapımı, etüd ve proje
giderleri,yapı tesis giderleri , ar ge giderleri, makine teçhizat ve taşıt
alımları vb.
-Kalkınma Carileri: Kalkınma cariler de yatırım ve cari
harcamalar gibi bir reel harcamadır. Şekil açısından cari ancak etkileri
açısından yatırım harcamalarına benzer yani bu harcamalar kamu tüketimi ile
ilgili olan yıl içinde kullanılmakla tükenen ancak uzun dönemde fayda sağlayan
devamlı nitelikte olup, genelde insan yatırım niteliğinde (beşeri sermayeye
yönelik) olan cari harcamalardır. Eğitim ve sağlık harcamaları gibi.
C.Verimli Giderler – Verimsiz Giderler
1.Görüş: GSMH’de net bir artışa neden oluyorsa verimli tersi
halinde verimsiz.
2.Görüş: Toplumsal sosyal faydada net bir artışa neden
oluyorsa verimli tersi halinde verimsiz.
4.OLAĞAN GİDERLER- OLAĞANÜSTÜ GİDERLER
Olağan (Adi) giderler: Her yıl tekrarlanan, cari nitelikteki
harcamalara denir. Personel giderleri,kırtasiye giderleri vb.
Olağanüstü Giderler: Her yıl tekrarlanmayan, bütçenin
hazırlanmasında öngürülmeyen, faydaları devamlılık gösteren harcamalardır.
Olağanüstü kamu harcamalarının en önemli özelliği faydalarının devamlılık
göstermesidir.
5.MERKEZİ GİDERLER- YEREL GİDERLER
Merkezi Giderler: Merkezi harcamalar, genel bütçeli
idarelerin yaptığı harcamalardır.
Yerel Giderler: Yerel Yönetimler tarafından yapılan harcamalardır.
Mali Tevzin (Mali Uyuşma) : Anayasamızda da yer alan
“idarenin bütünlüğü ilkesi” gereği kamu hizmetleri hem merkezi idareler hemde
yerel yönetimler aracılığıyla gerçekleştirilir. Merkezi idareler mili
hizmetleri, yerel yönetimler ise yerel hizmetleri görürler ve bu hizmetleri
yerine getirebilmek için harcama yaparlar.
İşte kamu hizmetlerinin ve kamu harcamalarını finanse etmek
için toplanan kamu gelirlerinin Merkezi Yönetim ve Yerel Yönetimler arasında
dengeli bir şekilde dağıtılmasına Mali Tevzin veya Mali Uyuşma adı verilir.
Mahalli idareler ve yerel hizmetleri yerine getirirken
kendilerine ayrılmış olan bazı kaynaklardan (örneğin: Emlak Vergisi, Çevre
Temizlik Vergisi, Şerefiye gibi) yararlanırlar. Ancak bu kaynakların yetersiz
olması nedeniyle merkezi idare tarafından mahalli idarelere çeşitli şekillerde
yardım yapılır. Merkezi idare tarafından mahalli idarelere yapılan yardımları
dotasyon ve sübvansiyon olarak iki başlıkta değerlendirebiliriz.
Dotasyon: Devletin karşılıksız olarak ve herhangi bir şart
koşmayarak verilen yardımın hangi hizmet için ve ne şekilde kullanılacağının
karar yetkisini olduğu gibi yerel idarenin insiyatifine bıraktığı yardım
şeklidir.
Sübvansiyon : Devletin yine karşılıksız olarak ama bir
koşula bağlı olarak verilen yardımın hangi hizmet için ve ne şekilde
kullanılacağının kararını yerel idarenin iradesine bırakmadan devletin
kendisinin belirlediği yardım şeklidir.
6.KAMU GİDERLERİNİN, HİZMETLERİN SAĞLADIKLARI FAYDALARA GÖRE
SINIFLANDIRILMASI
a.Toplumun tüm bireylerine fayda sağlayan kolektif mal ve
hizmetler için yapılan giderler. Milli savunma hizmetleri vb.
b.Yalnızca bazı sınıflara ve gruplara özel menfaat sağlayan
harcamalardır. Fakirlere yapılan yardımlar vb.
c.Bazı bireylere özel menfaat sağlamakla birlikte tüm
topluma faydalı olan harcamalardır. Adalet hizmetleri,PTT,Tapu,Trafik vb.
d.Sadece belli başı bireylere özel menfaat sağlayan
harcamalardır. Kit’ler tarafından üretilen özel mallar vb.
III. MARJİNAL FAYDA ÖLÇÜTÜNE GÖRE KAMU HARCAMALARININ
AÇIKLANMASI
1.KAMU GİDERLERİNİN MARJİNAL FAYDASI
Kamu harcamalarının marjinal faydasının bunları karşılayacak
gelirlerin bireylerin ellerinde kalmasından doğan marjinal faydaya eşit olması
gerekir. Buna “ferdi değerlendirme” denir. Örneğin; bir ferdin mükellef olarak
ödediği vergi ile karşılığında sağladığı fayda arasında bu yaklaşıma göre bir
denge olması gerekir.
2.KAMU HARCAMALARININ YÖNETİCİ SINIFIN TERCİHLERİNE GÖRE
TESPİT EDİLMESİ
Hangi kamu harcamasından hangi hizmetten yöneticilere zevk
alıyorsa veya siyasi,ideolojik olarak fayda sağlıyorsa, o hizmetler için
yapılır.
3.SOSYAL FAYDANIN KARŞILAŞTIRILMASI BAKIMINDAN
Devlet bireylerin gelirini ellerinden almasaydı bu insanlara
nereye veya nelere harcama yapacaklardı? Devlet de , bireylerden vergi yoluyla
aldığı paraları öyle hizmetlere harcasın ki, bu insanlar için faydalı olsun. Bu
görüşe göre bir kamu hizmeti marjinal faydasının yüksekliği bakımından bir
diğer kamu hizmetine tercih edilir.
4.KAMU GİDERLERİNİN SOSYAL FAYDASI
Çeşitli kamu giderlerinin milli gelirde meydana getireceği
artışlar arasında karşılaştırma yapmak suretiyle kamu hizmetlerinin çeşidi
ölçülür. Ayrıca milli gelirin artmasına olanak sağlayıp sağlamaması ile kamu
harcamalarının sosyal faydası ölçülür.
IV.KAMU HARCAMALARININ SINIRLANDIRILMASI
Kamu harcamalarına sınır getirme konusunda klasik
maliyeciler zaten buna taraftardırlar. Bazı durumlarda ise Modern iktisatçılara
göre de sınır getirmek mümkündür. Bunlar;
-Tamamen idari nitelikteki harcamalara
- Verimsiz transfer harcamalarına
-Verimsiz iktisadi faaliyetlere yönelik harcamalara
-Özel sektör tarafından daha verimli yürütülebilecek olan
devlet faaliyetleri (böylece özel sektöre bırakılan faaliyetlerden yapılan
tasarruflar daha verimli alanlarda kullanılarak ekonomik yarar sağlanabilir)
Kamu harcamalarında geçerli olabilecek bir evrensel sınırın
tespit edilmemesinin çeşitli nedenleri vardır. Bunlar ;
-Ülkelerin karşılaştıkları olağanüstü koşullar
-Ülkelerin devlete bakış açıları
-Toplumların vergi konusundaki alışkanlıkları ve tepkileri
-Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri
V.KAMU HARCAMALARININ ETKİLERİ
1.KAMU HARCAMALARININ EKONOMİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
A.Kamu harcamalarının Üretim Düzeyi, Fiyatlar Genel
Seviyesi, Tam istihdam Denge Gelir Seviyesi
-Kısa dönemde toplam talebin artmasına neden olur.
-Toplam talepteki artış ile birlikte enflasyonist bir etki
meydana gelir.
-Toplam talebin ekonomide var olan mallar arasındaki
bileşimini değiştirebilir.
-Toplam talebin bölgesel değişimine neden olabilir.
-Bireyler arasındaki gelir dağılımının değişmesine neden
olabilir.
B.Savunma Harcamalarının Ekonomi Üzerindeki Etkisi
H.Dalton’a göre savunma harcamaları ekonomik israftan öteye
geçemez. Zira askeri harcamalar özel yatırım ve tüketimlerin azalmasına neden olur.
Dolayısıyla milli gelir seviyesini olumsuz bir şekilde etkiler.
2.KAMU HARCAMALARININ GELİR DAĞILIMI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Lorenz eğrisi ile bir ülkedeki nüfusun ne kadarının ülke
gelirlerinin ne kadarını aldığını görebiliriz. Lorenz eğrisi ekonomideki gelir
dağılımının nasıl seyrettiğini diğer bir ifade ile milli gelirin ülke
vatandaşları tarafından adilane bir şekilde paylaşılıp paylaşılmadığını
göstermektedir. Şekilde OBA doğrusu bir ülkedeki gelir dağılımının tam
eşitliğini göstermektedir. OCA eğrisinde ise gelir dağılımı adaletsizleşmiş,
ODA eğrisi üzerinde ise bu adaletsizlik daha fazla olmuştur.
Gelir dağılımını gösteren eğri (Lorenz eğrisi) eşit dağılım
eğrisinden ne kadar uzaklaşırsa gelir dağılımı da o kadar adaletsiz olur.
Gini Katsayısı: Gelir dağılımındaki eşitsizlikleri gösteren
ölçüye denir.
Lorenz Eğrisi ile Mutlak Eşitlik Doğrusu
Gini katsayısı : arasında
kalan alan_____________________________ =
X alanı___
Mutlak
eşitlik doğrusu ile gelir ekseni ve
Nüfus ekseni X+Y alanı
Arasında
kalan üçgenin alanı
A.Gelir dağılımını eşitleyici giderler : Örnek olarak sosyal
amaçlı transfer harcamaları , öğrenci bursları vb.
B.Gelir dağılımındaki eşitsizliği artıran giderler: Yapılan
kamu harcamalarından yüksek gelir grupları yararlanıyorsa adaletsizlik
artacaktır. Örneğin devlet tahvili faiz ödemeleri vb.
C.Gelir dağılımını etkilemeyen giderler: Milli
savunma,adalet , asayiş vb.
E.R.A. SELİGMAN’ın Gelir ve Servet Dağılımı Hakkındaki
görüşü ; Bireyler arasındaki gelir ve servet dağılımına dair devletin üzerine
düşen vazife hakkında sosyal sınıflar arasında kendiliğinden var olan gelir ve
servet farklarını düzeltmeye çalışmak aslında devletin üzerine düşen bir görev
olmadığını ancak devletin böyle bir farklılığa neden olmaması gerektiğini ileri
sürmüştür.
1 yorum:
Acil paraya veya herhangi bir kredi türüne ihtiyaç duyuyorsanız, kişilere veya şirketlere kredi verdiğimizi bildirmek isteriz
çok iyi bir faiz oranıyla. İlgili kişiler e-posta göndermelidir: arnoidweman@gmail.com Veya Basit Whatsapp: +16318578080
Yorum Gönder