25 Ocak 2015 Pazar

KAMU HARCAMALARI

KAMU HARCAMALARI
I.KAMU HARCAMALARI (KAMU GİDERLERİ)

Dar anlamda kamu harcaması kapsamına Devlet ve mahalli idarelerin yaptığı harcamalar girmektedir. Merkezi yönetim bütçesi kapsamına (genel bütçeli idareler,özel bütçeli idareler ve düzenleyici denetleyici kurumların bütçeleri) girmektedir.
Geniş anlamda kamu harcamaları kapsamına Devletin,sosyal güvenlik kurumunun ve mahalli idarelerin yaptığı harcamalar ile vergi muaflık ve istisnalıklar girmektedir.
Not: Hakiki Kamu Tüketimi , Transfer harcamaları haricindeki kamu harcamalarına denir. Yani devlet tarafından yapılan bütün kamu harcamaları toplamından transfer harcamaları çıkarıldıktan sonra kalan kısma hakiki kamu tüketimi denir.

II.DEVLET FAALİYETLERİNİN GENİŞLİĞİ (KAMU HARCAMALARININ GENİŞLİĞİ)

A.Devlet Faaliyetlerine ( Kamu harcamalarına) İlişkin Siyasi Görüşler;

1.Anarşistlerin Devlet Anlayışı: Ekonominin serbest piyasa koşulları altında “görünmez el” yoluyla kendi kendine dengeye geleceğini savunurlar ve Devletin ekonomiye müdahalesini gerekli görmezler.

2.Liberal Devlet Anlayışı: Toplumsal ihtiyaçları “birinci dereceden ihtiyaçlar” ve “ikinci dereceden ihtiyaçlar” diye ikiye ayırmış ve birinci dereceden ihtiyaçları Devletin üretmesini; ikinci dereceden ihtiyaçları ise özel sektörün eksik karşılaması veya hiç karşılamaması koşulunda Devletin üretmesini öngörmüştür.

Not: Organik Devlet Teorisi; Bireylerin toplumsal ihtiyaçlarını kendilerinin hissetmesi mümkün değildir. Bu ihtiyaçları, toplumu oluşturan bireylerden ayrı ve üstün bir kişiliği olan Devlet hissedebilir. Dolayısı ile de bu hizmetlerin (tam kamusal mal ve hizmetlerin) üretilmesine , piyasa yerine Devlet karar verir ve tüm bireyler adına kendisi üretir.

Not: J.Tinbergen’in Piyasa Ekonomisi ve Devlet Anlayışı ; Her ekonomide, en azından milli savunma,adalet,güvenlik ve benzeri kamusal hizmetleri üreten kamu kesimi mevcuttur ve bu durum, ekonominin esas yapısının kapitalist özelliğe sahil olmasına engel değildir. J.Tinbergen’in bu görüşü, Klasiklerin savunduğu “Sınırlı Devlet” diğer ifadeyle “Jandarma Devlet” yaklaşımı ile örtüşmektedir.

3.Sosyal Refah Devleti Anlayışı: Keynes’in “devletin ekonomiye müdahale etmesi gerektiği” tezinin etkisiyle başlayan ve özellikle 20.yy ikinci yarısında gelişen ve aynı zamanda kapitalist ekonomilerin karma ekonomiye dönüşmesini sağlayan sosyal devlet anlayışına göre Devlet; ekonomik istikrarı (tam istihdam ve fiyat istikrarı) sağlamak , vatandaşların sosyal güvenliğini sağlamak, ekonomide kalkınma ve büyümeyi sağlamak, eğitim ve sağlık gibi sosyal yönü ağır basan hizmetleri sağlamak gibi ekonomik ve sosyal görevleri üstlenmelidir. Devlet sadece kolektif ihtiyaçları değil , özel ihtiyaçları da karşılaması gerektiği benimsenmiştir.
Not: Pigou ve Dalton’un Sosyal Refahın Arttırılması Yaklaşımı; Sosyal refahın artırılması yaklaşımı ile sosyal hizmet üretimi amacıyla Devletin kamu harcamalarını artırdığı ve bu yöndeki etkileşimin süreklilik içerisinde gerçekleştiğini ileri sürmektedir. Ayrıca, sosyal refahın kamu harcamaları yoluyla maksimize edilmesi,vergilemeden sağlanan marjinal liranın harcanmasının yaratacağı sosyal fayda ile mükellefe olan maliyetinin eşitlenmesi koşuluna bağlıdır.

4.Komünist Devlet Anlayışı: Kaynakların neredeyse tamamı Devlete aittir ve tüm ekonomik faaliyetleri Devlet gerçekleştirir. Devlet müdahalesi,ekonomik faaliyetlerin tamamına yöneliktir.

B.Devlet Faaliyetlerine (Kamu harcamalarına) İlişkin Ekonomik Görüşler

1.İktisadi Rasyonalite Yaklaşımı ( Bölünebilir Mal-Bölünemez Mal İlişkisine Göre): P.Samuelson’a göre bölünemeyen, bölünemediği için de fiyatlandırılamayan (pazarlanamayan) mal ve hizmetleri Devlet; bölünebilen, dolayısıyla fiyatlandırılabilen (pazarlanabilen) mal ve hizmetleri de Özel sektör üretmelidir. Samuelson aynı zamanda , kamu harcamalarının hangi ihtiyaçlara yönelik olması gerektiğini belirlemede özel piyasadakine benzer şekilde halk oylamasına başvurularak belirlenmesi gerektiğini savunmuştur.

2.Mukayeseli Sosyal Fayda Teorisi: Devletin bir kamu hizmetini üretmesi vergiler alınmasa idi özel sektörün elde edeceği sosyal faydadan büyük olması gerekir. Kamusal mal ve hizmetlerden sağlanan faydalar dikkate alındığında , bu faaliyetlerden sağlanan marjinal sosyal fayda marjinal özel faydadan büyüktür.

ÖNEMLİ KONU

KAMU HARCAMALARININ ARTIŞI
Klasik görüşler: Kamu harcamalarının içeriği ile değil , miktarı ile ilgilenmişlerdir. Kamu harcamalarının ne için yapıldığı önemli değil, ne kadar yapıldığı önemlidir. Klasik iktisatçılar, kamu harcamalarının mümkün olduğunca az olmasını ve devletin cimrilik yapması gerektiğini savunmuşlardır. Harcamaların tarafsız olması, özel ekonomiyi doğrudan etkilememesi gerektiğini savunmuşlardır.
Modern görüşler: Tüm modern iktisatçılar, kamu harcamalarının miktarından ziyade içeriği ile ilgilenmişlerdir. Modern maliyeciler için harcamanın miktarı önemli değildir. Önemli olan, bu harcamaların ne için ve hangi amaçla yapıldığıdır.

1.KAMU HARCAMALARININ GÖRÜNÜŞTE ARTIŞ NEDENLERİ
-Paranın Satın Alma Gücünün Düşmesi (Enflasyon)
-Bütçe Tekniklerinin Değişmesi ( Safi usulden Gayri safi usule Geçiş)
-Ayni Ekonomiden Nakdi Ekonomiye Geçiş
-Ülke Ve Nüfustaki Değişmeler

Not: Kamu harcamalarının görünüşte artış nedenleri arasında kamulaştırma ve devletleştirmeyide sayabiliriz.

Not: Nüfustaki değişmeler kamu harcamalarını görünüşte arttırır. Örneğin savaş sonucu yeni kazanılan ülkenin bütçesi kazanan ülkenin bütçesiyle birleşir ve kamu harcamaları büyümüş gibi görünür. Ama hizmetin kalitesinde ve miktarında bir artış olmadığından , bu görünüşte bir artıştır. Nüfus artışı ise gerçek artış nedenidir. Burada ki nüfus artışı ile hizmetlerin miktarı ve kalitesinin arttığı düşünülmektedir.

2.KAMU HARCAMALARININ GERÇEK ARTIŞ NEDENLERİ
-İktisadi Nedenler
-Devlet Anlayışındaki Değişmeler
-Sosyal Nedenler
-Savaş, Doğal Afet vb. Olağanüstü Hallerin Görülmesi
-Teknolojik Gelişmeler
-Nüfus Artışı

I.KAMU HARCAMALARINDAKİ ARTIŞI AÇIKLAMAYA YÖNELİK GÖRÜŞLER

A.ADOLPH WAGNER (KANUN FİKRİ)
Kamu harcamalarındaki artış kanununu ilk kez Wagner formüle etmiştir. Wagner’e göre kamu harcamalarındaki artışın tek nedeni, devlet faaliyetlerinin artmasıdır. Devlet faaliyetleri ise, toplumun sosyal gelişmeleri ile artmaktadır. Wagner’e göre ;
-Sosyal gelişme devletin görevlerini arttırmakta ve bu görevlerinin daha pahalı olmasına neden olmaktadır.
-Devlet tarafından yapılan hizmetlerin gelir esnekliğinin 1’den büyük olması ve ayrıca ;
-Gelişen,sanayileşen bir devletin sermaye ihtiyacının özel sektörünkinden fazla olması gibi nedenler, ülkelerin gelişmeleri ile birlikte kamu kesiminin nispi önemini artıran nedenlerdir.
-Kamu harcamalarının, milli gelirden daha hızlı artacağını savunmuştur.

B. PEACOCK-WİSEMAN (SIÇRAMA TEZİ)
Kamu harcamaları kamu gelirleriyle birlikte artmaktadır. İktisadi ve sosyal buhranlar meydana geldiğinde, kamu gelirlerinde ve dolayısıyla kamu harcamalarında, yükselmeler yönünde sıçramalar meydana gelmektedir. Ama durum tekrar eski haline yani normale döndüğünde ise kamu gelirleri ve kamu giderleri tekrar eski haline dönmemekte yeni seyri ile devam etmektedir. Savaş gibi bir sosyal buhran zamanında, devlet kamu harcamalarını artırmaktadır, çünkü savaş için gerekli giderleri satın almak zorundadır. Bu durumda artan kamu harcamalarını da finanse etmek için kamu gelirlerini de artırmak zorunda kalacaktır. Savaş bitip eski seviyesine dönmeyecek, yeni seviyesiyle devam edecektir. Kamu harcamalarının savaş veya büyük buhranlar döneminde sıçramalar göstererek arttığını bunun dışındaki dönemlerde kamu harcamalarının artmadığını yani sabit kaldığını savunmuşlardır. Harcamaların artmayıp sabit kaldığı bu dönemlere plato olarak adlandırılır.
Savaş yıllarında devlet kamu harcamalarını arttırırken, bu harcamaların içinden savaş giderlerini artırıp sivil giderlerini azaltır. Toplam harcamalar içindeki bu değişiklik, savaş bittiğinde tekrar eski haline döner. Toplam harcama azalmaz, ama bu harcamaların bileşimindeki askeri harcamaların payı azalır. Sivil harcamaların payı artar. Bu duruma, yerini alma etkisi denmektedir.

C.FRENCESCO NİTTİ
Kamu giderlerinin artış nedeni savaşla ilgili harcamalardır. (Savaş bitti Nitti Gitti J )

D.HENRY CARTER ADAMS
Kamu harcamalarının arttığını kabul eder, ama artışın nedenlerinin ülkeden ülkeye farklılık göstereceğini savunur. H.CAdams’a göre kamu harcamalarının artması sonucunu doğuran iktisadi,sosyal,siyasi ve askeri faktörler, bir ülkeden ötekine değişmektedir. Devletlerin borç yükleri kamu harcamalarının önemli bir artış nedenidir.

E.RİCHARD MUSGRAVE
Kamu giderlerinin artış nedenini askeri harcamalara (savunma harcamalarına) bağlar. Musgrave’e göre eğer savaş ve savunma harcamaları istisna tutulur ise, kamu harcamalarında önemli bir artış görülmez. Savunma harcamaları dışındaki kamu harcamalarının milli gelire oranının istikrarlı bir seyir izlediğidir. (2014  Kpss Maliye Sorusu)
Kamu harcamalarındaki artışın demografik faktörlere ve kentleşme ve sanayileşme gibi sosyal ve iktisadi kalkınmışlık düzeyi ile de bağlantılı faktörlere göre açıklanabileceğini belirtmiştir.

F.NİSKANEN
Kamu harcamalarının artışını,bürokratların daha fazla gelir,prestij ve güç istemelerine bağlar. Bürokratlar prestijlerini, oylarını , maddi durumlarını arttırmak için kamu harcamalarını arttırırlar.

G.COLİN CLARK
Clark kamu harcamalarının artış nedenini açıklamaktan ziyade, harcamaların milli gelire olan oranının ne olması gerektiğini incelemiştir. Clark’a göre vergilerle finanse edilen kamu harcamaları, milli gelirin %25’ini aşmamalıdır.

H.BAUMOL ( DENGESİZ BÜYÜME HİPOTEZİ)
Verimlilik artmadan,üretim faktörlerinin (girdilerin) fiyatlarının artması halinde kamu harcamalarının artacağını belirten görüştür. Baumol’a göre, kamu kesiminin büyük ölçüde emek-yoğun üretim yapması, emeğin veriminin sanayide olduğu kadar hızlı artmamasına ve kamu hizmetlerinin birim maliyetinin yükselmesine neden olduğundan kamu harcamaları reel olarak artar.

I.BUCHANAN ( KAMUSAL TERCİHLER YAKLAŞIMI )
Kamu harcamalarının artışını siyasal karar alma mekanizmasına bağlı olarak açıklar. Kamusal Tercihler Yaklaşımına (Anayasal İktisat ) göre eğer politikacılar ve bürokratlar siyasal karar alma mekanizması içinde siyasi süreçte arttıracaklar ve bunu siyasi bir araç olarak kullanacaklardır. Anayasal İktisat Yaklaşımın en önemli temsilcileri Buchanan ve Tullock’tur.

İ.J.O’CONNOR
Kamu harcamlarının artışına ilişkin olarak, sermaye birikimini hızlandırmak amacıyla devlet bütçesinin önce küçük tutulduğunu ancak daha sonra sermaye sahiplerine yönelik karlı kamu siparişlerine yönelik karlı kamu siparişlerinin artması ve biriktirilmiş özel servetlerin korunması amacıyla kamu harcamalarının arttığını ileri sürmüştür. J.O’Connor’un bu görüşü kamu harcamalarının artışının, ekonomideki sermaye birikimini sağlamak için gerçekleştiği yönünüdedir.

J.PİGOU ve DALTON (SOSYAL REFAHIN ARTIRILMASI YAKLAŞIMI )
Pigou ve Dalton, Sosyal Refahın artırılması yaklaşımı ile sosyal hizmet üretimi amacıyla devletin kamu harcamalarını artırdığı ve bu yöndeki etkileşimin süreklilik içerisinde gerçekleştiğini ileri sürmektedir.

II.KAMU HARCAMALARININ SINIFLANDIRILMASI (TASNİFİ)

1.İDARİ SINIFLANDIRMA
İdari sınıflandımalar, devletin yapısı , organları , ifa ettiği fonksiyonları göz önünde tutulmak kaydı ile yapılan sınıflandırmalardır. Bu sınıflandırmaya organik sınıflandırma da denir Örnek olarak; Cumhurbaşkanlığı,Yargıtay,Sayıştay,Tbmm,Milli Eğitim Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı Vb.

2.FONKSİYONEL SINIFLANDIRMA
İşlevsel sınıflandırmada harcamalarla ulaşılmak istenen hedeflere göre bir sınıflandırma yapılır. Tahminlerle değil de daha çok kesin harcamalarla ilgilenilir. İşlevsel sınıflandırmada hizmetler, Genel Hizmetler, Sosyal Hizmetler ve Ekonomik hizmetler olmak üzere üç sınıflandırmaya ayrılır.

a.Genel Hizmetler
Bir ülkede mutlaka yapılması gereken hizmetlerdir. Örneğin; Milli savunma,asayiş,yönetim,adalet vb.

b.Sosyal Hizmetler
Sosyal Niteliği ağır basan ve sosyal devletlerde bulunan hizmetlerdir. Örneğin; eğitim,sağlık,sosyal güvenlik,kültür,din vb.

c.Ekonomik Hizmetler
Genelde karma ekonomik sistemi benimsemiş (ekonomiye totaliter olmayan düzenleyici müdahalede bulunan) ülkelerde ekonomik yönü ağır basan hizmetlerdir. Örneğin;inşaat,ulaşım,enerji,doğal kaynaklar vb.
Fonksiyonel Tasnifin Amacı: Bir bütün olarak çeşitli hizmetlerin maliyetlerini görmek ve maliyetler bakımından karşılaştırma yaparak hizmetlerin daha verimli olmasını sağlamaktır.

3.EKONOMİK (İKTİSADİ) SINIFLANDIRMA

A.Bilimsel Sınıflandırma (Gerçek(Reel) Giderler- Transfer Giderler)
Reel giderler transfer harcamaları ayrımını ilk kez Pigou yapmıştır. Kamu harcamalarının bilimsel olarak sınıflandırılmasında doktorinde iki görüş vardır. 1. Görüş (H.Dalton): Kamu harcamaları bir mal ve hizmet karşılığı olup olmamasına göre sınıflandırılı. 2. Görüş (Pigou) : Milli ekonomide üretim kapasitesini artırıp artırmamasına göre kamu harcamaları sınıflandırılır.

Gerçek (Reel) Giderler: Devletin bir mal veya hizmeti para karşılığında almasıdır. Kırtasiye giderleri,personel ücretleri vb.

Transfer Giderleri: Milli gelir üzerinde doğrudan bir değişiklik yapmadan, sadece satın alma gücünün fertlere veya sosyal gruplara karşılıksız olarak aktarılmasına transfer harcamaları denir.

aa.Dolaysız Transfer Harcamaları: Bireylerin gelirlerini doğrudan doğruya artıran transfer harcamalarıdır. Maluliyet aylıkları, fakirlere yapılan yardımlar, sosyal hizmetler için yapılan yardımlar, yiyecek yakacak yardımı gibi ayni yardımlar dolaysız transfer harcaması niteliğindedir.

ab.Dolaylı Transfer Harcamaları: Bireylerin gelirlerini dolaylı olarak arttıran transfer harcamalarıdır.
-Tüketici Yönünden : Tüketicilere yönelik bazı mal ve hizmetlerin fiyatlarının ucuzlatılması yoluyla yapılan yardımlar sübvansiyonlar. TÜKETİM SÜBVANSİYONLARI AYNİ TRANSFERLERDEN AYIRAN EN TEMEL ÖZELLİK KİŞİLERİN ÖZEL DURUMUNU DİKKATE ALMAMASIDIR.
-Üretici Yönünden: Maliyeti azaltmak için gerçekleştirilen vergi iaede,yatırım indirimi,hazine teşvikleri vb’dir.
Transfer harcamalarının dolaylı-dolaysız ayrımında , dolaylı transfer harcamaları kişilerin gelirini dolaylı olarak artırırken , dolaysız transfer harcamaları doğrudan arttırır.

ac.Verimli Transfer Harcamaları: Devletin üretimde yeni bir değer yaratmak amacıyla yaptığı, iktisadi amaçlı yardımlardır. Yatırım için teşvik yapılması vb.

ad.Verimsiz Transfer Harcamaları: Sosyal amaçlı yardım yapan devletin bu transferi verimsizdir. Çünkü üretimde yeni bir değer yaratma çabası yoktur.

ae.Gelir Transferi: Kişinin geliri arttıran transfer harcamalarıdır. Öğrenci bursları,emekli memur aylıkları , dul yetim aylıkları vb.

NOT: Memur aylıkları cari harcama, Emekli memurlarının ise transfer harcaması olduğu gözden kaçmamalıdır.

af.Servet (Sermaye Teşkili) Transferi: Sermaye birikimine neden olan harcamalardır. Savaş tazminatları,mesken yapım yardımları,kamulaştırma,devletleştirme vb.

ag.Sosyal Transfer: Genel olarak karşılıksız yapılan ve kamulaştırma vb.sermaye teşkili transferlerden farklı olarak transfer harcamasının tam tanımına uyan ve devletin yaptığı transfer harcaması karşılığında herhangi bir şey almadığı transferlerdir. Karşılıksız burslar, fakirlere yapılan yardımlar vb.
Devletin mal ve hizmet alımına yönelik yaptığı harcama gerçek, herhangi bir mal ve hizmet almaksızın yaptığı harcama transfer harcamasıdır. Reel harcamalar doğrudan mal ve hizmet talebi yaratırken, transfer harcamalarının mal ve hizmet talebi yaratması dolaylı bir şekildedir.

B.Cari Giderler-Yatırım Giderleri-Kalkınma Carileri
-Cari Giderler: Yıl içinde bir veya birçok defa kullanmakla tükenen,kamu tüketimi ile ilgili olan, faydaları devamlılık göstermeyen ama hemen hemen her yıl tekrarlanan mal ve hizmetler için yapılan harcamalardır. Personel maaşları,elektrik,kırtasiye,kira,yolluklar vb.
-Yatırım Giderleri: Ekonomide sermaye birikimini sağlamak ve üretim araçları ve üretim kabiliyetini arttırmak için yapılan harcamalara denir. Faydaları süreklilik gösterir. Yol ve baraj yapımı, etüd ve proje giderleri,yapı tesis giderleri , ar ge giderleri, makine teçhizat ve taşıt alımları vb.
-Kalkınma Carileri: Kalkınma cariler de yatırım ve cari harcamalar gibi bir reel harcamadır. Şekil açısından cari ancak etkileri açısından yatırım harcamalarına benzer yani bu harcamalar kamu tüketimi ile ilgili olan yıl içinde kullanılmakla tükenen ancak uzun dönemde fayda sağlayan devamlı nitelikte olup, genelde insan yatırım niteliğinde (beşeri sermayeye yönelik) olan cari harcamalardır. Eğitim ve sağlık harcamaları gibi.

C.Verimli Giderler – Verimsiz Giderler
1.Görüş: GSMH’de net bir artışa neden oluyorsa verimli tersi halinde verimsiz.
2.Görüş: Toplumsal sosyal faydada net bir artışa neden oluyorsa verimli tersi halinde verimsiz.

4.OLAĞAN GİDERLER- OLAĞANÜSTÜ GİDERLER

Olağan (Adi) giderler: Her yıl tekrarlanan, cari nitelikteki harcamalara denir. Personel giderleri,kırtasiye giderleri vb.

Olağanüstü Giderler: Her yıl tekrarlanmayan, bütçenin hazırlanmasında öngürülmeyen, faydaları devamlılık gösteren harcamalardır. Olağanüstü kamu harcamalarının en önemli özelliği faydalarının devamlılık göstermesidir.

5.MERKEZİ GİDERLER- YEREL GİDERLER

Merkezi Giderler: Merkezi harcamalar, genel bütçeli idarelerin yaptığı harcamalardır.

Yerel Giderler: Yerel Yönetimler tarafından yapılan harcamalardır.

Mali Tevzin (Mali Uyuşma) : Anayasamızda da yer alan “idarenin bütünlüğü ilkesi” gereği kamu hizmetleri hem merkezi idareler hemde yerel yönetimler aracılığıyla gerçekleştirilir. Merkezi idareler mili hizmetleri, yerel yönetimler ise yerel hizmetleri görürler ve bu hizmetleri yerine getirebilmek için harcama yaparlar.
İşte kamu hizmetlerinin ve kamu harcamalarını finanse etmek için toplanan kamu gelirlerinin Merkezi Yönetim ve Yerel Yönetimler arasında dengeli bir şekilde dağıtılmasına Mali Tevzin veya Mali Uyuşma adı verilir.
Mahalli idareler ve yerel hizmetleri yerine getirirken kendilerine ayrılmış olan bazı kaynaklardan (örneğin: Emlak Vergisi, Çevre Temizlik Vergisi, Şerefiye gibi) yararlanırlar. Ancak bu kaynakların yetersiz olması nedeniyle merkezi idare tarafından mahalli idarelere çeşitli şekillerde yardım yapılır. Merkezi idare tarafından mahalli idarelere yapılan yardımları dotasyon ve sübvansiyon olarak iki başlıkta değerlendirebiliriz.

Dotasyon: Devletin karşılıksız olarak ve herhangi bir şart koşmayarak verilen yardımın hangi hizmet için ve ne şekilde kullanılacağının karar yetkisini olduğu gibi yerel idarenin insiyatifine bıraktığı yardım şeklidir.
Sübvansiyon : Devletin yine karşılıksız olarak ama bir koşula bağlı olarak verilen yardımın hangi hizmet için ve ne şekilde kullanılacağının kararını yerel idarenin iradesine bırakmadan devletin kendisinin belirlediği yardım şeklidir.

6.KAMU GİDERLERİNİN, HİZMETLERİN SAĞLADIKLARI FAYDALARA GÖRE SINIFLANDIRILMASI
a.Toplumun tüm bireylerine fayda sağlayan kolektif mal ve hizmetler için yapılan giderler. Milli savunma hizmetleri vb.
b.Yalnızca bazı sınıflara ve gruplara özel menfaat sağlayan harcamalardır. Fakirlere yapılan yardımlar vb.
c.Bazı bireylere özel menfaat sağlamakla birlikte tüm topluma faydalı olan harcamalardır. Adalet hizmetleri,PTT,Tapu,Trafik vb.
d.Sadece belli başı bireylere özel menfaat sağlayan harcamalardır. Kit’ler tarafından üretilen özel mallar vb.

III. MARJİNAL FAYDA ÖLÇÜTÜNE GÖRE KAMU HARCAMALARININ AÇIKLANMASI

1.KAMU GİDERLERİNİN MARJİNAL FAYDASI
Kamu harcamalarının marjinal faydasının bunları karşılayacak gelirlerin bireylerin ellerinde kalmasından doğan marjinal faydaya eşit olması gerekir. Buna “ferdi değerlendirme” denir. Örneğin; bir ferdin mükellef olarak ödediği vergi ile karşılığında sağladığı fayda arasında bu yaklaşıma göre bir denge olması gerekir.

2.KAMU HARCAMALARININ YÖNETİCİ SINIFIN TERCİHLERİNE GÖRE TESPİT EDİLMESİ
Hangi kamu harcamasından hangi hizmetten yöneticilere zevk alıyorsa veya siyasi,ideolojik olarak fayda sağlıyorsa, o hizmetler için yapılır.

3.SOSYAL FAYDANIN KARŞILAŞTIRILMASI BAKIMINDAN
Devlet bireylerin gelirini ellerinden almasaydı bu insanlara nereye veya nelere harcama yapacaklardı? Devlet de , bireylerden vergi yoluyla aldığı paraları öyle hizmetlere harcasın ki, bu insanlar için faydalı olsun. Bu görüşe göre bir kamu hizmeti marjinal faydasının yüksekliği bakımından bir diğer kamu hizmetine tercih edilir.

4.KAMU GİDERLERİNİN SOSYAL FAYDASI
Çeşitli kamu giderlerinin milli gelirde meydana getireceği artışlar arasında karşılaştırma yapmak suretiyle kamu hizmetlerinin çeşidi ölçülür. Ayrıca milli gelirin artmasına olanak sağlayıp sağlamaması ile kamu harcamalarının sosyal faydası ölçülür.

IV.KAMU HARCAMALARININ SINIRLANDIRILMASI
Kamu harcamalarına sınır getirme konusunda klasik maliyeciler zaten buna taraftardırlar. Bazı durumlarda ise Modern iktisatçılara göre de sınır getirmek mümkündür. Bunlar;
-Tamamen idari nitelikteki harcamalara
- Verimsiz transfer harcamalarına
-Verimsiz iktisadi faaliyetlere yönelik harcamalara
-Özel sektör tarafından daha verimli yürütülebilecek olan devlet faaliyetleri (böylece özel sektöre bırakılan faaliyetlerden yapılan tasarruflar daha verimli alanlarda kullanılarak ekonomik yarar sağlanabilir)
Kamu harcamalarında geçerli olabilecek bir evrensel sınırın tespit edilmemesinin çeşitli nedenleri vardır. Bunlar ;
-Ülkelerin karşılaştıkları olağanüstü koşullar
-Ülkelerin devlete bakış açıları
-Toplumların vergi konusundaki alışkanlıkları ve tepkileri
-Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri

V.KAMU HARCAMALARININ ETKİLERİ

1.KAMU HARCAMALARININ EKONOMİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

A.Kamu harcamalarının Üretim Düzeyi, Fiyatlar Genel Seviyesi, Tam istihdam Denge Gelir Seviyesi
-Kısa dönemde toplam talebin artmasına neden olur.
-Toplam talepteki artış ile birlikte enflasyonist bir etki meydana gelir.
-Toplam talebin ekonomide var olan mallar arasındaki bileşimini değiştirebilir.
-Toplam talebin bölgesel değişimine neden olabilir.
-Bireyler arasındaki gelir dağılımının değişmesine neden olabilir.

B.Savunma Harcamalarının Ekonomi Üzerindeki Etkisi
H.Dalton’a göre savunma harcamaları ekonomik israftan öteye geçemez. Zira askeri harcamalar özel yatırım ve tüketimlerin azalmasına neden olur. Dolayısıyla milli gelir seviyesini olumsuz bir şekilde etkiler.

2.KAMU HARCAMALARININ GELİR DAĞILIMI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Lorenz eğrisi ile bir ülkedeki nüfusun ne kadarının ülke gelirlerinin ne kadarını aldığını görebiliriz. Lorenz eğrisi ekonomideki gelir dağılımının nasıl seyrettiğini diğer bir ifade ile milli gelirin ülke vatandaşları tarafından adilane bir şekilde paylaşılıp paylaşılmadığını göstermektedir. Şekilde OBA doğrusu bir ülkedeki gelir dağılımının tam eşitliğini göstermektedir. OCA eğrisinde ise gelir dağılımı adaletsizleşmiş, ODA eğrisi üzerinde ise bu adaletsizlik daha fazla olmuştur.
Gelir dağılımını gösteren eğri (Lorenz eğrisi) eşit dağılım eğrisinden ne kadar uzaklaşırsa gelir dağılımı da o kadar adaletsiz olur.
Gini Katsayısı: Gelir dağılımındaki eşitsizlikleri gösteren ölçüye denir.
                                  Lorenz Eğrisi ile Mutlak Eşitlik Doğrusu
Gini katsayısı :    arasında kalan alan_____________________________  =    X alanı___
                               Mutlak eşitlik doğrusu ile gelir ekseni  ve Nüfus ekseni         X+Y alanı
                               Arasında kalan üçgenin alanı


A.Gelir dağılımını eşitleyici giderler : Örnek olarak sosyal amaçlı transfer harcamaları , öğrenci bursları vb.

B.Gelir dağılımındaki eşitsizliği artıran giderler: Yapılan kamu harcamalarından yüksek gelir grupları yararlanıyorsa adaletsizlik artacaktır. Örneğin devlet tahvili faiz ödemeleri vb.

C.Gelir dağılımını etkilemeyen giderler: Milli savunma,adalet , asayiş vb.

E.R.A. SELİGMAN’ın Gelir ve Servet Dağılımı Hakkındaki görüşü ; Bireyler arasındaki gelir ve servet dağılımına dair devletin üzerine düşen vazife hakkında sosyal sınıflar arasında kendiliğinden var olan gelir ve servet farklarını düzeltmeye çalışmak aslında devletin üzerine düşen bir görev olmadığını ancak devletin böyle bir farklılığa neden olmaması gerektiğini ileri sürmüştür.


1 yorum:

Mr Arnoid Weman dedi ki...

Acil paraya veya herhangi bir kredi türüne ihtiyaç duyuyorsanız, kişilere veya şirketlere kredi verdiğimizi bildirmek isteriz

çok iyi bir faiz oranıyla. İlgili kişiler e-posta göndermelidir: arnoidweman@gmail.com Veya Basit Whatsapp: +16318578080